T.C YARGITAY 1. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 10335 Karar: 2021 / 13966 Karar Tarihi: 09.11.2021 T.C YARGITAY 1.Ceza Dairesi Esas: 2021/ 10335 Karar: 2021 / 13966 Karar Tarihi: 09.11.2021 YARGITAY KARARI MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza SUÇ: Kasten öldürmeye teşebbüs HÜKÜMLER : 1) İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 08/11/2016 tarih ve 2012/533 Esas - 2016/288 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı TCK’nin 81/1, 35/2, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyete dair kararı 2) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin 09/03/2017 tarih ve 2017/211 Esas 2017/207 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı CMK’nin 280/1-a maddesi gereği esastan reddine dair kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 09/03/2017 tarih ve 2017/211 Esas - 2017/207 Karar sayılı kararının, sanık müdafii tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkında ilk derece mahkemesince hükmedilen hapis cezasının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle bölge adliye mahkemesince verilen kararın temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin 09/03/2017 tarih ve 2017/211 Esas - 2017/207 Karar sayılı "istinaf başvurularının esastan reddine dair" hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafiinin olayda öldürme kastı ile hareket edilmediğine, suçun niteliğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA, Dosyanın, 28.02.2019 tarihiunde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince “İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2021 gününde Üye ...'in sanığın müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi. KARŞI OY: Sanık ...’ın müşteki ...’ye karşı 22/11/2012 tarihinde işlediği iddia olunan adam öldürmeye teşebbüs olayında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair yada müşteki beyanlarını doğrulamayan olay yeri CD’si ile maddi deliller olduğu halde müştekinin ifadesine üstünlük tanıyarak sanığın mahkumiyetine karar veren yerel mahkeme ve BAM kararını onaylayan dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki; Cezayir uyruklu olan mağdur ... ile ... 27.11.2012 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek sanık ... ile ...’nin kendilerine karşı 20.11.2012’de yağma, 22.11.2012’de silahla yaralama, 24.11.2012’de yağma suçlarını işlediklerine dair şikayetçi olmuşlardır. Mahkemece; 1)Sanıklar ... ve ...’nin 20.11.2012 tarihi müşteki ...’ye karşı silahla yağma eyleminden her iki sanığın beraatlerine, 2)Sanıklar ... ve ...’nin 24.11.2012 tarihinde müşteki ...’ye karşı silahla yağma eyleminden beraatlerine, 3)Sanık ...’ın ...’ye karşı, 22.11.2012 tarihinde kasten öldürmeye teşebbüsten ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefetten cezalandırılmasına, sanık ...’nin bu olayda sanık ...’a yardım ettiği iddiasıyla açılan kamu davasından beraatine karar verilmiştir. Yerel mahkeme, sanık ... hakkında TCK’nin 81, 39, 62. maddeleri gereği 7 yıl 6 ay hapis cezasına hükmederken mahkumiyet gerekçesini ve bu karara dayanak olan delilleri şu şekilde açıklamıştır: “…. Her ne kadar sanık, üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de; a)Müştekinin ifadesi b)Müştekinin sanığı teşhis etmesi c)Olay yerini görüntüleyen CD izlendiğinde sanığın bu savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik savunma beyanı olduğu müşteki ...’yi yaralayanın sanık ... olduğu anlaşılmıştır.” Mahkemenin mahkumiyete esas aldığı üç ayrı gerekçe ve dayandığı deliller tarafımızdan değerlendirildiğinde, a) Müşteki ve sanığın olay öncesi tanıştıkları, aralarında husumet olduğu, müştekinin 27.11.2012’de savcılığa giderek geriye doğru sanık hakkında üç ayrı suç isnadında bulunduğu ancak iki yağma iddiasından beraat ettiği bu iddiası nedeniyle sanığın cezalandırıldığı ancak sanıkla birlikte suu işlediği iddia olunan ...’nin ise beraat ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bu olay öncesinde husumet olduğu sabit olup her iki tarafın yabancı uyruklu olduğu bu olayda müştekinin sanık hakkında iki ayrı yağma suçlarını işlediği iddiasında bulunduğu halde bu suçlardan sanığın beraat etmesi sadece müşteki beyanına mahkemece itibar edilmediğini yan delillere de dayanıldığını göstermektedir. b) Müştekinin yaralanması olayında olay yerine ait CD görüntüleri ve bu görüntülere ait polis memurlarınca düzenlenmiş 28.11.2012 tarihli CD izleme tutanağı vardır. CD’lerin duruşmada mahkeme heyetince izlenmediği dosya kapsamındaki, duruşma tutanaklarından anlaşılmaktadır. Olayla ilgili ilk ifadesinde mağdur ...: “Olay gecesi arkadaşı ... ile birlikte gezerken önceden tanıdığı ... ve ...’nin yanlarına geldiğini ...’ın ...’ye silah doğrulttuğunu ancak kendisi araya girince kendisinin silahla yaralandığını ancak ...’nin kaçtığını kendisi yaralanınca da bu kişilerin kaçtığını, ...’nin geri dönerek kendisini Haseki hastanesine getirdiğini orada tedavisi devam ederken sanık ...’ın telefonla arayıp kendisini tehdit etmesi üzerine hastaneden de kaçtığını söylemiştir. Müşteki ...’nin beyanları dosyadaki olay yerine ait kameranın CD izleme tutanağı içeriği ile örtüşmemektedir. Şöyle ki; 1)Mağdur kendileri ve sanıkların ikişer kişi olduğunu söylediği halde olay yerini gören kamera kayıtlarında eşgali belirlenemeyen bir kişinin yaklaşık 1 metreden ikinci bir kişiye ateş etmesi dışında olay öncesine ait 3 veya 4. kişilerin görüntüsü yoktur (Mağdur ise olay yerinde 4 kişi olduğunu söylemiştir). 2)Mağdur ... silahla yaralanıp ... tarafından Haseki hastanesine götürüldüğünü söylese de, dosyaya getirtilen ilgili hastane kayıtlarından ...’nin 01.12.2014 ve 14/12/2014 tarihlerinde hastaneye giriş kaydı olduğu başkaca kaydının olmadığı bildirilmiştir. (Olay tarihi 22.11.2012’dir.) 3)Mağdur, kendisi hastaneden tedaviye başladıktan sonra kaçtığını söylemiş olup kaçsa bile hastane polisinin adli olayla ilgili evrakı bulunmalıdır. Mağdura ait olay gününe ait hastanede herhangi bir kayıt yoktur. 4)Mağdur, olaydan 5 gün sonra savcılığa şikayete gelmiştir. Halbuki kendi beyanı ve adli rapora göre sol kol ve omzundan iki kez silahla vurulan kişinin resmi mercilere müracaat etmeden 5 gün beklemesi ve sonradan şikayet için savcılığa gelmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki mağdur olayda sanığın yanında ...’nin de olduğunu söylese de mahkeme bu suç yönünden ...’nin beraatine hükmetmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Sanık bu olayı kendisinin işlemediğini savunmuştur. Sanık ve mağdur arasında olay öncesi sabit olan husumet nedeniyle mağdurun maddi delillerle desteklenen ifadesi olmaksızın dosyadaki maddi deliller ve hayatın olağan akışına uygun olmayan beyanlarına itibar olunması ve mahkumiyet kararı verilmesi doğru değildir. Şüpheden sanık yararlanmalıdır. Sanığın mağduru yaralamadığını ispat etmek zorunluluğu bu ilkeyi zedelemektedir. Mağdurun yaralandığı olayda silah sıkan kişinin sanık olduğuna dair eşgali belirlenemeyen kişiye ait görüntüler dışında delil yoktur. Dosyaya göre maddi olayla ve hayatın olağan akışına aykırı şekilde husumeti olan sanığa suç isnadında bulunan mağdur beyanına itibar olunamaz. İş bu nedenle sanığın kendisine isnat olunan diğer iki yağma suçu gibi (aynı mağdura karşı) delil yetersizliğinden beraati yerine mahkumiyetine karar veren yerel mahkemenin kararını onaylayan dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. T.C YARGITAY 1. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 8147 Karar: 2021 / 13948 Karar Tarihi: 08.11.2021 T.C YARGITAY 1.Ceza Dairesi Esas: 2021/ 8147 Karar: 2021 / 13948 Karar Tarihi: 08.11.2021 YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Kasten öldürme HÜKÜMLER :1- ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/01/2020 2014/160 E. ve 2020/9 K. sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nin 81/1, 21/2, 53, 63. maddeleri gereğince 21 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararı. 2-... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 22/12/2020 gün ve 2020/1066 E. 2020/1535 K. sayılı istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine dair kararı. TÜRK MİLLETİ ADINA ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 22/12/2020 gün ve 2020/1066 Esas 2020/1535 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü; ... Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2018 tarih 2018/36 nolu iddianamesinde belirtildiği üzere: ''12/03/2014 tarihinde ...'ın vefat etmesi üzerine www.halkınsesitv.com isimli internet sitesi üzerinden yandaşlarını kanunsuz gösteri ve yürüyüşe "... abluka altında herkesi okmeydanına çağırıyoruz" şeklinde çağrı yapılması nedeniyle örgüt elemanlarının faaliyet gösterdiği mahalli alanlarda (..., ..., ... gibi) silahlı molotoflu havai fişekli kanunsuz gösteri ve eylemler gerçekleştirdikleri, Halk cephesi isimli yapılanmanın, DHKP/C terör örgütünün alt yapılanması olduğu hususunun Yargıtay 9. Ceza Dairesince kabul edildiği, bu eylemlerden ... ... Mahallesi ...n caddesi üzerinde DHKP/C isimli Terör örgütünün uzantısı olarak faaliyet gösteren Halk Cephesinin çağrısı üzerine toplanan örgüt elemanlarının toplandığı yolda barikat kurup ateş yaktıkları çevreye havai fişek ve molotof kokteyli attıkları ve çeşme durağına doğru "Kahrolsun Faşizm ... ... ... Kurtuluşa kadar savaş" örgütsel şeklinde slogan atarak yürüyüşe geçtikleri esnafları kepenk kapatmaya zorladıkları kepenk kapatmaya zorlanan esnafların örgüt mensuplarına karşı gelmeleri üzerine iki grup arasında çatışma çıktığı bu çatışma sırasında olayın gerçekleştiği, Eylemin Terör Örgütü DHKP/C örgütünün yayın organı olan www.halkınsesitv.com isimli internet sitesinden eylemin üstlenildiği "sivil faşistler silahlanarak devrimcilere saldırdı. Cepheliler bu saldırı karşısında kendilerini ve halkı savunmak için silahlanarak karşılık verdi çıkan çatışmada sivil faşistlerden biri öldü ikiside yaralandı"ifadeleri kullanılarak silahlı saldırının DHKP/C'ye müzahir şahıslarca yapıldığının açıklandığı'' Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, kasten öldürme, korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçlarından kamu davası açılarak kasten öldürme ve ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından cezalandırılmasına, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine ve korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verildiği, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 4/1-a maddesinde adam öldürmenin terör amacıyla işlenen suçlar arasında sayıldığı, aynı Yasa'nın 5. maddesinde, terör amacıyla adam öldürme suçundan verilen cezanın yarı oranında artırılacağının düzenlendiği, Yine 3713 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde terör suçlarında koşullu salıvermenin diğer suçlardan farklı düzenlemeler içerdiği, TCK'nin 58/9. maddesinde mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilebileceğinin düzenlendiği, Bu itibarla sanık hakkında açılan kamu davasının sübutu halinde gerek ceza süresinin belirlenmesi gerekse infaz hukuku açısından farklı düzenlemeler bulunduğu bu nedenle adı geçen sanığın adam öldürme suçunu terör amacıyla işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla; İddianamedeki sevk ve nitelemeye, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'na 6572 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi uyarınca temyizen inceleme işi iş bölümüne göre, Yüksek 3. Ceza Dairesine ait olmakla, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye GÖNDERİLMESİNE, 08/11/2021 gününde oy birliği ile karar verildi. T.C YARGITAY 1. Ceza Dairesi Esas: 2020 / 2629 Karar: 2021 / 13866 Karar Tarihi: 03.11.2021 T.C YARGITAY 1.Ceza Dairesi Esas: 2020/ 2629 Karar: 2021 / 13866 Karar Tarihi: 03.11.2021 YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten öldürme, Kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça yardım HÜKÜMLER : 1- Sanık ... hakkında; a) Maktül ...'i öldürmek suçundan 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nin 81, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası, b) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüsten 5237 sayılı TCK'nin 37/1.maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl cezası, c) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüsten 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 53. maddeleri uyarınca10 yıl cezası, 2- Sanık ... hakkında; a) Maktül ...'i öldürmek suçundan 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nin 81, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası, b) ... ...'a yönelik öldürmeye teşebbüsten 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl cezası, c) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüsten 5237 sayılı TCK'nin 37/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 53. maddeleri uyarınca 10 yıl cezası, 3- Sanık ... hakkında; a) Maktül ...'i kasten öldürmeye yardım suçundan 5237 sayılı TCK'nin 81, 39/1-2-c, 53. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası, b) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüse yardımdan 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 39/1-2-c, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl cezası, c) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüse yardımdan 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 39/1-2-c, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl cezası, 4- Sanık ... hakkında; a) Maktül ...'i kasten öldürmeye yardım suçundan 5237 sayılı TCK'nin 81, 39/1-2-c, 53. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası, b) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüse yardımdan 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 39/1-2-c, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl cezası, c) ...'a yönelik öldürmeye teşebbüse yardımdan 5237 sayılı TCK'nin 81, 35/2, 39/1-2-c, 53. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası. TEMYİZ EDENLER : Sanık ... müdafii, Katılanlar ... ve ... vekili, Sanık ... müdafii, Sanık ... müdafii, Sanık ... müdafii, Sanıklar ... ve ... öldürme suçu yönünden re'sen. TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak: Dosya duruşmalı olarak incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ... ve ...'in, maktul ...'yi kasten öldürme, katılanlar ... ve ...'a karşı kasten öldürmeye teşebbüs, sanıklar ... ve ...'in maktule karşı kasten öldürmeye yardım, katılanlar ... ve ...'a karşı kasten öldürmeye teşebbüse yardım suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç nitelikleri tayin, cezayı azaltıcı herhangi bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, bozmaya uyularak verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılanlar vekilinin sanık ...'in suç vasfına, sanık ... müdafilerinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde sübuta, vasfa, iştirak olmadığına, haksız tahrikin varlığına, sanık ... müdafinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sübuta, eksik incelemeye, haksız tahrike, suç vasfına, sanık ... müdafinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sübuta, sanığın beraat etmesi gerektiğine, sanık ... müdafinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sübuta ve suça iştirak etmediğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, Katılanlar ... ve ... vekilinin hükmü vekalet ücreti yönünden de temyiz ettiği anlaşılmakla; Kendisini vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasına, "Katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.810.- TL. maktu vekalet ücretinin sanıklardan alınarak katılanlar ... ve ...'a ödenmesine" cümlesinin ilave edilmesi suretiyle, kısmen re'sen temyize tabi hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, sayın Üyeler ... ve ...'ın sanık ...'in işlenen suçlara asli iştirak etmesi dolayısıyla 5237 sayılı TCK'nin 37. maddesi kapsamında cezalandırılması gerektiği, diğer sanıklar ..., ... ve ...'in yardım eden olarak aynı Kanun'un 39. maddesi delaletiyle cezalandırılmaları gerektiği yönündeki karşı oyları ve oy çokluğuyla 03/11/2021 gününde karar verildi. KARŞI OY: 18/06/2014 günü gece saat: 00.45 sularında ... ili Merkez ... ... yolu üzerinde kırmızı renkli bir aracı siyah ve beyaz renkli iki aracın kovalayıp bu araca silahla ateş edilmesi üzerine kaçan kırmızı renkli aracın arka koltuğundaki ... vurularak ölmüş, ön sağ koltukta oturan maktul ...’in akrabası ... BTM ile giderilir şekilde yaralanmış, araç şoförü ... ise yaralanmamış ancak aracın lastiklerine de ateş edilip patlatılması nedeniyle kaçmaya çalışan bu araç karşı yönden gelen tanık ...’ın aracına çarparak ... kovalayan araçlar ise kazayı görünce kaza mahallinde durmayıp olay yerinden hızla uzaklaşmışlardır. Yerel mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda sanıklardan ... ve ...’in siyah renkli ...’te bulunduğu mahkemece kabul edilerek bu iki sanığın tüm suçlardan ayrı ayrı beraatine, sanıklardan ...’ın (...’in oğlu) beyaz renkli araçta şoför olduğu yine ...’ın (...’in kızının nişanlısı) ise aynı araçta şoförün yanında oturup silahla ateş ettiği kabul edilerek bu iki sanığın maktule karşı olası kastla öldürme, ... ve ...’a karşı da zincirleme şekilde silahlı tehdit suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmiş, kararın sanıklar ve katılanlarca temyizi üzerine Dairemizce sanıklar ... ve ...’in maktule karşı ayrı ayrı kasten adam öldürme, ... ve ...’e karşı ikişer kez adam öldürmeye teşebbüs suçunu, sanıklar ... ve ...’in de maktule karşı ayrı ayrı adam öldürmeye yardım, ... ve ...’e karşı da adam öldürmeye teşebbüse yardım suçlarını işlediklerinden cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle bozma kararı verilmiş, yerel mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak bu doğrultuda karar verilmiş olup yerel mahkemece verilen bu kararın Dairemiz çoğunluğu tarafından onanmasına dair karara dosyadaki delillere göre oluşun mahkeme kabulünden farklı olması nedeniyle sanıklardan ... ve ... asli fail olarak maktule karşı kasten öldürme, katılan ... ve ...’e karşı ayrı ayrı iki kez kasten öldürmeye teşebbüs, sanıklar ... ve ...’ın da yardım eden sıfatı ile maktul ...’a karşı kasten adam öldürmeye yardım, katılanlar ... ve ...’e karşı da ayrı ayrı iki kez kasten adam öldürmeye teşebbüse yardım suçlarından cezalandırılmaları gerektiği kanaatiyle katılmıyoruz. Karşı oyumuzun gerekçesinin anlaşılabilmesi için yerel mahkemenin kabulünün dolayısıyla kararın kurgusunun oluştan farklı olduğunu dosyadaki delillerle açıklayarak izah edilmesi zarureti vardır, karşı oyumuzda bu hususlar izah edilecektir. Olay ... Merkez ... Köyü ... yolu üzerinde 24/10/2014 günü saat: 00.45 sularında gerçekleşmiş olup olayın geçtiği yer aydınlatması olmayan köy yoludur, katılan ...’ın kullandığı kırmızı renkli araçta kız arkadaşı ... ön sağda, ...’in kuzeni olan maktul ... arka koltukta oturmakta olup bu araçtaki kişilerin olay öncesi sanıklardan hiçbirini tanımadıkları, aralarında herhangi bir husumet bulunmadığı anlaşılmaktadır. Olay gecesi maktulün bulunduğu araçla gezerken yol kenarında ekili olan yer fıstığından yemek istemişler, maktul ... bu amaçla araçtan inmiş fıstık toplarken siyah renkli Jipi ile tek başına oraya gelen sanık ... ile orada niçin durduklarını sorması üzerine aralarında tartışmaya başlamış, ...’ın araçtan inmesi üzerine ... Jipine binerek oradan uzaklaşmış, ...’da aracına binerek oradan ayrılmış, kendi aracına binen ve hızlanarak bu aracı geçen ... aracıyla yolu keserek eline taş alıp kırmızı aracın durmasını istemiş ancak bu araç durmayıp yoluna devam etmiştir, bu arada kendilerine telefonla ulaşıldığı anlaşılan beyaz renkli Honda marka araçta şoför ... (...’in oğlu) ve ön sağda ...’da (...’in Damadı) olay mahalline gelmiş yine siyah Jipte şoför ... ve yakın mesafeden aracına aldığı ...’in çalışanı ... ile birlikte ...’ın aracını kovalamaya başlamışlar, bu kovalama toplam dört kilometre kadar devam etmiş, bu kovalama esnasında aynı silahtan toplam 16 el ateş edilmiş bunlardan 4 tanesi araca isabet etmiş yine silahla aracın lastiklerinede ateş edilerek lastikler patlatılmış ve bu atışlar sonucunda ...’in ölümüne, ...’in yaralanmasına neden olunmuştur. Olay mahallinde ...’ın kullandığı araç arkadan karşı istikametten gelen ...’ın aracına çarparak her iki araçta da yoğun hasar oluşmuş, maktulün bulunduğu araç kaza yapınca sanıkların bulunduğu iki araç orada durmaksızın olay yerinden hızla uzaklaşmıştır. Maktulün bulunduğu aracın çarptığı araç şoförü olan tanık ... olay günü sıcağı sıcağına kollukta verdiği ifade de şöyle “Kırmızı araç benim aracıma çarptı ve durdu arkasından iki araç hızla geldi ve durmaksızın uzaklaştılar”. Bu ifadenin devamında tanığa; MOBESE Kameraları ve fotoğraflar size gösterilse araçların marka ve modeli ile araçtakileri teşhis edebilirmisiniz diye sorulduğunda tanık ...’un "Hayır MOBESE ve fotoğraflar gösterilse bile hava karanlık olup olayın çok kısa sürmesi nedeniyle ben teşhisde bulunamam" demiştir. Tanık ..., olaydan yaklaşık iki hafta sonra kendisi kolluğa tekrar gelerek (07/10/2014’de) beyanda bulunmak istemiş ve ek beyanında “olay anında kırmızı aracı kovalayan araçlardan önde gidenin beyaz renkli Honda Civic araç arkadan gidenin de siyah renkli Chevrolat Captiva araç olduğunu söylemiştir. Tanık ...’ın dosya kapsamı için çok önemli olan (mahkemede bu tanığın ilk beyanına değil değişen ikinci beyanına itibar ederek failleri belirlemiştir.) beyanlarının aşamalarda değiştirilmesinin suçun asli faillerinin tesbiti yönünden önemli olan delilleri yönlendirme amaçlı olduğu tarafımızdan kabul edilerek olayın gerçekleştiği gün verdiği ilk ifadeye itibar edilmiş, iki hafta sonra kendiliğinden gelerek verdiği geliştirilen ikinci beyanlarına itibar edilmemiştir. Maktulün bulunduğu araçta olay sırasında ön sağ koltukta oturan katılan ... olay günü kolluğa verdiği ifadesinde; “maktul benim teyzemin oğludur, ben ...’la beraber yaşarım, olay gecesi fıstık yemek için olay yerine gittik, ... araçtan indi biraz sonra siyah renkli bir arazi aracı geldi, bu araçtan bir kişi inerek ...’le konuştu, ben ...’e ne oluyor diye sorunca bize burda ne arıyorsunuz diye sorduklarını ... bana söyledi, biz de oradan ayrıldık, biz giderken bu siyah araç hızla geçerek bizi solladı önümüzü kesti bir şahıs eline taş alıp bizi durdurmak istedi, biz durmadık bunun üzerine bu siyah araçtan bize ateş edildi, biz ... istikametine doğru araçla kaçtık, bu araç bizi kovaladı biz kaza yaptık, bize ateş eden şahsın kullandığı araç 80 plakalı plakasında G harfi olan 515 ile biten bir araçtı, net gördüm bu aracı kullanan ve bize ateş eden şahıs ise erkek, esmer, 1.70, 1.75 boy, 35-40 yaşlarında saçları siyah, saçının önü biraz açık, siyah bıyıklı, bıyığı ülkücü bıyığına benzeyen biriydi, görsem kesinlikle tanırım, çok net gördüm demiştir. Katılan ... olaydan iki gün sonra kollukta verdiği ikinci ifadesinde: Olay mahallinde lüks Jiple gezen kim olabileceğini araştırdığını ... Köyünde ...’ın kardeşinin çiftliği olduğunu öğrenince bu kişinin facebook adresine baktığını, bu kişinin resimleri arasında kendilerine saldırıldığı sırada kullanılan 80 GK 515 plakalı araç ile sanık ...’in fotoğrafını gördüğünü, olay gecesi kendilerine silah ile saldıran kişinin ... olduğuna ... olduğunu, olayda kullanılan aracın da bu araç olduğunu bu konuda ... olduğunu söylemiştir. Katılan ... olaydan hemen sonra kollukta verdiği ifadesinde; kendilerini kovalayan her iki araçtan da kendilerine silah sıkıldığını, kendilerine ...’in ateş ettiğini söylemiştir. Katılanlar ... ve ... kolluk aşamasında yapılan canlı teşhiste kendilerine sanık ...’in ateş ettiğini teşhis etmişlerdir. Sanık ..., kendisinin maktullerin aracına ateş etmediğini, olay tarihinde Chevrolet Marka Jip’in kendisinde olmadığını, olaydan önce cezaevinden yeni çıkan ...’e sattığını söylemiştir, ancak aracı sattığı kişi olan ve cezaevinden izinli çıkan ... (sanık ... ... demiş ancak Alpaslan olduğu anlaşılmıştır) ...’in bu beyanını kabul etmediğini, cezaevinden izinli çıktığını ancak ...’in Jip’ini almadığını söylemiştir. Tanık ...’in babası tanık ... beyanında; ...’in olaydan bir gün sonra kendilerine ait kum ocağına geldiğini, ağlamaklı şekilde "ben dün birini vurdum" dediğini ve araçla takip ederek sıktığını kendisine anlattığını söylemiştir. Dosyada bulunan ... plakalı siyah Chevrolet aracın 15/09/2014’de (olaydan 39 gün önce) sanık ... tarafından tanık ...’e (...’ın babası) satıldığına dair satış sözleşmesinin sureti dosyada olup bu senedin olaydan sonra sanık ...’in olayla ilgisi olmadığını ispata yönelik gerçeği yansıtmayan ve içerik itibariyle sahte olduğu değerlendirilmiştir. Sanık ... ilk verdiği kolluk beyanlarında sanık ...’in kullandığı araçta kendisinin ön sağda oturduğunu ve silahla maktullerin kaçan aracını kovalayarak aracın tekerlerine doğru sıktığını kabul ettiği halde Cumhuriyet Savcılığında ve sonrasında bu suçu kendisinin işlemediğini, ...’in kızı ile olaydan bir hafta önce nişanlandığını, ...’in sen suçu üstlen sana ev alırım, araba alırım dediğini, kendisinin borçlu olduğunu bu nedenle suçu üstlendiğini ancak sonradan maktulün öldüğünü duyunca bundan vazgeçtiğini, maktulü öldürenin, silah sıkanın ... olduğunu söylemiştir. Tanık ...; olay gecesi olay mahallinden ardarda üç aracın geçtiğini gördüklerini, ancak araçları teşhis edemediklerini, araçlardan silah sıkıldığını duyduklarını söylemiştir. Olayın başlangıcı ile kaza yapılarak sonlandığı yer arasının 4 km. mesafede olduğu bu mesafe içinde toplam 16 boş kovanın tamamının ... Köyünden ... istikametine doğru kovalanan aracın istikametine göre yolun sağ tarafında yerde bulundukları yapılan keşif, keşif de hazır bulunan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde boş kovanların bulundukları yer itibariyle kaçan aracın kovalandığı sırada tek silahtan toplam 16 merminin şoför mahallinin yanında (sağ tarafında) oturan kişi tarafından sıkıldığının sübuta erdiği anlaşılmıştır. Şu halde maktulün bulunduğu aracı 4 km. kadar ısrarla takip edip şoför mahallinin yanındaki koltukta oturan kişi tarafından 16 el ateş edilmiş, araca 4 kurşun isabet etmiş ve araçtaki maktul hayatını kaybetmiştir. Olay öncesi taraflar arasında hiçbir husumet olmasada maktulün içinde bulunduğu aracın kaçtığı halde ısrarla takip edilmesi, 16 el araca ateş edilmesi, aracın gövdesinden 4 yerinden vurulması, silahla ateş edilmeye devam olunması kaçan araç kaza yaptığı halde kovalayan araçların oradan hızla uzaklaşmasında silahı kullanan ve bu kişiyi aracıyla götüren sanıkların sıkılan mermi sayısı, aracın doğrudan nişan alınan yerleri, olaydan sonraki davranışları birlikte değerlendirildiğinde aracın içinde olduğunu anladıkları kişileri tanımasalarda bu kadar fazla ateş edilmesi nedeniyle araçtaki bu kişilerin ölebileceklerini bildikleri ve ölüm neticesinin istediklerinin yani öldürme kastıyla hareket ettiklerinin kabulü zaruridir. Ateş eden şahsın bulunduğu araç şoförü ve silah sıkan yönünden mutlaklık nedeniyle eylem olası kastla değil kastla işlenmiştir. Dosya kapsamında bir tarafta olaydan hemen sonra siyah renkli araçtan ateş edildiğini söyleyen katılanlar ... ve ...’in aynı zamanda sanık ...’i ateş eden olarak teşhis ettikleri, tanık ...’in, sanık ...’le husumeti olmadığı halde olaydan bir gün sonra ...’in kendisine gelerek ağlamaklı şekilde kendisinin adam öldürdüğünü söylediği dikkate alınarak iddianame tanzim edilirken Cumhuriyet Savcısı siyah jipten ateş edildiği ve sanık ...’in silah sıktığı kabul edildiği halde yönlendirildikleri değerlendirilen tanık ... gerekçesi belirtilmeden hazırlıktaki beyanları yerine sonradan değişen ek beyanlarına ve sanık ...’ın suçu üstlenmeye yönelik savunmalarına dosyadaki maddi bulgularla örtüşmedikleri halde itibar edilerek sanık ...’in kullandığı, ...’ın da ön sağda oturduğu beyaz renkli Honda marka araçtan ateş edildiği, ...’in siyah renkli Chevrolet marka Jip’inin de arkadan geldiği o araçtan sıkılmadığı şeklindeki kabul tarafımızdan doğru bulunmamıştır. Zira tanık ... ilk ifadesinde iki kez kaçan ve kovalayan araçları görmediğini ve teşhis edemeyeceğini söylediği halde bu ifade üzerinden iki hafta geçtikten sonra kendiliğinden kolluğa gelerek kovalayan araçların marka, model ve renklerini hatırladığını söyleyerek beyanda bulunmuş, yerel mahkemede bu değişen beyanı kabul ederek asli failler ile yardım edenleri belirlemiştir. Dosya kapsamı ve deliller ile örtüşmese dahi bir an için beyaz renkli araçtan maktulün içinde bulunduğu araca ateş edildiği ve bu aracın önden gittiği kabul edilse bile beyaz renkli araçtaki sanıklar ... ve ...’ın maktullerle olay öncesi hiçbir tanışıklıkları ve husumetlerinin bulunmadığı, bu iki sanığın evlerinde otururken babaları ve kayınpederleri olan sanık ...’in olayı haber verip olay yerine çağırması üzerine bu olayın gerçekleştiği dikkate alındığında sanıklar ... ve ...’in asli fail şeklinde işledikleri suçta babaları ...’in azmettiren olacağı bu halde bile sanık ...’in yardım eden sayılamayacağı tarafımızdan değerlendirilmiştir. Olayda tek silah kullanıldığı için ya beyaz renkli araçtan sanık ... ya da siyah renkli jip’ten sanık ... veya ... sıkacaktır. Sanık ... olay sırasında ...’in kullandığı beyaz araçla maktullerin aracını takip edip tekerlerine sıktığını söylemiş ise de bu savunmanın ...’i koruma amaçlı olduğu anlaşılmakta katılanlar ... ve özellikle de ...’in beyanlarına üstünlük tanınıp kaçan aracı kovalayan ilk aracın siyah jip olduğu bu araçtaki ... ve ...’in hangisinin sıktığı kesin belirlenemese bile (katılanlar ... sıktı demişlerdir) her iki sanığında fiil üzerinde hakimiyet kurdukları ve işlenen tüm suçlardan TCK’nin 37. maddesi gereği asli fail olarak, ikinci araç olan ve siyah Jip’in arkasından onu takip eden beyaz renkli Honda da bulunduğu anlaşılan ... ve ...’in ise yine tüm suçlardan asli faillere yardım eden (TCK 39 md) sıfatıyla sorumlu oldukları gerekçesi ile Yerel mahkemenin tüm sanıklar yönünden (Asli failleri fer’i fail, fer’i failleri ise asli fail olarak kabul eden) ve bu kararı onaylayan Dairemiz çoğunluğunun verdikleri kararına katılmıyoruz. T.C YARGITAY 5. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 13568 Karar: 2021 / 5155 Karar Tarihi: 01.11.2021 T.C YARGITAY 5.Ceza Dairesi Esas: 2021/ 13568 Karar: 2021 / 5155 Karar Tarihi: 01.11.2021 YARGITAY KARARI Sanıklardan ... hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, kasten adam öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, alenen hakaret ve iftira, ... hakkında kasten yaralama, ... hakkında haksız tahrik altında hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığına neden olacak biçimde silahla kasten yaralama ve kasten yaralama, ... hakkında iftira, ...,...,... hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma ve kasten adam öldürmeye teşebbüs, ... hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, kasten adam öldürmeye teşebbüs, alenen hakaret ve silahla tehdit ile ... hakkında silahla basit yaralama suçlarından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinde görülmekte olan 2020/454 Esas sayılı kamu davasının CMK'nin 19/2. maddesi uyarınca kamu güvenliği gerekçesi ile başka bir yer Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Ceza Dairesine nakli istemini içeren Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14/10/2021 tarihli ve E-35601974-104-0230-2021-685/78118 sayılı yazısı ve ekindeki evrak Yargıtay C.Başsavcılığının 19/10/2021 günlü ve ND-2021/126898 sayılı yazısı ile Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Gaziantep Valiliğinin 26/08/2021 tarihli ve 56926264-53563 (62415 Ds.4F)-249 sayılı yazısında; Gaziantep'te Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı çok sayıda vatandaşın bulunduğu, özellikle adliye ve çevresindeki mahallelerde bu nüfusun yoğunlukta olduğu, Şanlıurfa ilinin Gaziantep iline yakın bir mesafede olduğu, sanıkların ceza infaz kurumundan adliyeye sevki esnasındaki güzergahın güvenli olmadığı, Adliye binası ile Ceza infaz kurumu arasında boş arazi ve köprülü kavşakların olduğu, Adliye binasının trafik yönünden yoğun olan İpek yolu üzerinde bulunduğu, emniyet birimlerinden alınan (TEM, Asayiş ve Şehitkamil İlçe Emniyet Müdürlüklerinin) risk analizine göre bahse konu davanın Gaziantep ilinde görülmesine devam edilmesi durumunda yüksek risk taşıdığı yönünde görüş belirtildiği, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2021 tarihli ve B.M. 2021/657 sayılı fezlekesinde; yargılamaya konu olayın Şanlıurfa ilinde meydana gelmesi, Şanlıurfa ilinin Gaziantep iline komşu il olup, halen Gaziantep'te de esasen Şanlıurfa kökenli bir çok ailenin ikamet etmesi, davaya konu olayın taraflarının yakın akraba olup, davaya konu olayın ölümle sonuçlanan adli bir vaka olması, bu durumda özellikle Şanlıurfa ilinin sosyo kültürel yapısı dikkate alındığında; öç alma, karşı taraftan da aynı sayıda kişinin öldürülmesinin istenmesi gibi saiklerle bu davanın her an istenmeyen müessif olaylara sebebiyet verebileceği, her iki ilin komşu il olması hasebiyle istenmeyen bu olayların icrası hususunda tarafları cesaretlendirebileceği, Gaziantep Ceza İnfaz Kurumu ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi arasındaki 20 Km’nin üzerindeki mesafe, bu mesafenin yerleşim yerlerinden, boş alanlardan geçiyor olması, bu güzergahın istenmeyen olayların gerçekleşmesine zemin hazırlayabilecek mahiyette ve yolun yoğun trafik altında olması, ayrıca görülmekte olan davaların yoğun bir gerilim ve stres altında icra edilip, her an müessif bir olayın meydana gelmesinin ihtimal dahilinde olması nedeniyle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2020/454 Esasında kayıtlı davanın Gaziantep İlinden bölge adliye mahkemesi bulunan başka bir İl'e naklinin uygun olacağı yönünde görüş bildirildiği gözetilerek yapılan incelemede; Davanın kamu güvenliği nedeniyle naklinin CMK'nin 19/2. maddesinde düzenlendiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/01/2006 tarihli ve 19 no.lu genelgesi ile de kamu güvenliği nedeniyle davanın naklinin istenmesi durumunda yapılacak işlemlerin izah edildiği, Katılan sanık ... 'in 08/07/2021 tarihli dilekçesinde özetle; dosyada iki firari ve hukuka aykırı olarak tahliye edilen iki sanık bulunduğunu, abisi ... 'in başına geldiği gibi kendilerinin de can güvenliklerinin kalmadığını, tasarlanarak abisine yapılanların yanında sıranın kendilerine geleceğinden endişe duyduklarını, davanın bu yöreden alınarak başka bir ilin bölge adliye mahkemesi tarafından görülmesini CMK'nin 19. maddesi uyarınca talep ettiklerini, aksi takdirde Gaziantep'te her an telafisi imkansız olaylar yaşanabileceğini beyan ve talep ettiği, Davanın nakli hususunda ilgili bölge adliye mahkemesi ceza dairesince bir talepte bulunulmadığı, katılan sanık ... 'in istemi üzerine davanın nakli talebinde bulunulduğu, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince yapılan istinaf incelemesi sırasında 01/03/2021, 02/04/2021, 07/05/2021, 18/06/2021 ve 16/07/2021 tarihlerinde duruşma icra edildiği, bu safhada herhangi bir olumsuz olay yaşanmadığı gibi mevcut davanın bulunduğu yargılama aşaması, öngörülen ara kararı ve işlemleri nazara alındığında ve dava ekonomisi ile tabii hakim ilkesi de düşünüldüğünde, keza dosya kapsamında kanunun aradığı manada ciddi, yakın ve kamu emniyetini tehlikeye düşürecek bir durumun bulunmadığı, hakeza muhtemel olayları Gaziantep ili emniyet güçlerinin önlemeye yönelik imkanları da birlikte değerlendirildiğinde, CMK'nin 19/2. maddesinin öngördüğü dava nakli şartlarının somut olayda bulunmadığı, açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2020/454 Esasında kayıtlı bulunan kamu davasının başka bir yer Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Ceza Dairesine nakline ilişkin talebinin REDDİNE, dosyanın müteakip işlemlerin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince takdir ve ifası için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 01/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. T.C YARGITAY 1. Ceza Dairesi Esas: 2020 / 2396 Karar: 2021 / 10731 Karar Tarihi: 16.06.2021 T.C YARGITAY 1.Ceza Dairesi Esas: 2020/ 2396 Karar: 2021 / 10731 Karar Tarihi: 16.06.2021 YARGITAY KARARI MAHKEMESİ :Ceza Dairesi MAKTUL : ... SUÇLAR : Olası Kastla Öldürme, olası kastla yaralama, silahla tehdit, 6136 sayılı Kanun'a muhalefet HÜKÜMLER : 1) Sanıklar ..., ..., ... ve ...’in “6136 sayılı Kanun’a muhalefet” suçundan; a) İlk Derece Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında 6136 sayılı Kanun’un 13/1, 5237 sayılı TCK’nin 52/2-4, 53/1-2-3, 54 ve 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca 1 yıl hapis ve 600,00 TL adli para cezası ile ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas - 2018/249 Karar sayılı kararı, b) Bölge Adliye Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiilerinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 27/05/2019 tarih ve 2018/1444 Esas – 2019/1104 Karar sayılı kararı, 2) Sanıklar ... ve ... haklarında mağdur ...’a yönelik “silahla tehdit” suçundan; a) İlk Derece Mahkemesi yönünden; TCK’nin 106/3. maddesi delaletiyle 106/2-a, 43/1, 29, 53/1-2-3, 54, 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile ayrı ayrı mahkumiyetlerine dair; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas - 2018/249 Karar sayılı kararı, b) Bölge Adliye Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiilerinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 27/05/2019 tarih ve 2018/1444 Esas – 2019/1104 Karar sayılı kararı 3) Sanıklar ... ve ... hakkında maktul ... ’ü kasten öldürme suçundan; a) İlk Derece Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında TCK’nin 106/3 ve 37/1. maddeleri delaletiyle, TCK’nin 81/1, 53/1-2-3, 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile mahkumiyetlerine dair; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas - 2018/249 Karar sayılı, b) Bölge Adliye Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiilerinin istinaf başvurularının kabulü ile, CMK’nin 280/2. maddesi uyarınca sanıklar ... ve ... hakkında İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas – 2018/249 Karar sayılı kasten öldürme suçundan verilen mahkumiyet hükmünün kaldırılarak; sanıklar ... ve ...’in olası kastla öldürme suçundan TCK’nin 81/1, 21/2, 53/1-2-3, 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile mahkumiyetlerine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 27/05/2019 tarih ve 2018/1444 Esas – 2019/1104 Karar sayılı kararı, 4) Sanıklar ... ve ... haklarında mağdur ... ’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan; a) İlk Derece Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında TCK’nin 106/3 ve 37/1. maddeleri delaletiyle, TCK’nin 81/1, 35, 53/1-2-3, 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile mahkumiyetlerine dair; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas - 2018/249 Karar sayılı kararı. b) Bölge Adliye Mahkemesi yönünden; Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiilerinin istinaf başvurularının kabulü ile, CMK’nin 280/2. maddesi uyarınca sanıklar ... ve ... hakkında İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas – 2018/249 Karar sayılı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet hükmünün kaldırılarak; sanıklar ... ve ...’in olası kastla yaralama suçundan TCK’nin 86/1, 86/3-e, 21/2, 53/1-2-3, 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile mahkumiyetlerine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 27/05/2019 tarih ve 2018/1444 Esas – 2019/1104 Karar sayılı kararı. TEMYİZ EDENLER : Sanık ... ve ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, katılan ... vekili TÜRK MİLLETİ ADINA İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 27/05/2019 tarih ve 2018/1444 Esas – 2019/1104 Karar sayılı kararının sanıklar ... ve ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve katılan ... vekili tarafından 5271 sayılı CMK'nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu ile sanıklar ... ve ... haklarında silahla tehdit suçu yönünden; Hükmolunan cezaların miktarları ve türleri gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nin 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık ... ve ... müdafii, sanık ... müdafii ve sanık ... müdafiinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nin 298/1. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi REDDİNE, 2) Sanıklar ... ve ... haklarında maktul ...’ü olası kastla öldürme ve mağdur ...’i olası kastla yaralama suçları yönünden; Sanıklar hakkında ilk derece mahkemesince hükmedilen hapis cezalarının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle bölge adliye mahkemesince verilen kararların temyize tabi olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanıklar ... ve ... müdafiilerinin ve katılan ... vekilinin duruşmalı inceleme istemlerinin 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 299. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin yapmış olduğu duruşma sonrasında “sanıklar ... ve ... hakkında maktul ...’ı kasten öldürme ve mağdur ...’u kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih ve 2016/295 Esas – 2018/249 Karar sayılı mahkumiyet hükümlerinin kaldırılarak, sanıkların maktul ...’ı olası kastla öldürme suçlarından ayrı ayrı TCK’nin 81/1, 21/2, 53/1-2-3, 63 (sanık ... yönünden ayrıca TCK’nin 58/6). maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile mahkumiyetlerine, yine mağdur ...’u olası kastla yaralama suçlarından ayrı ayrı 2 yıl hapis cezaları ile mahkumiyetlerine” dair 27/05/2019 tarih ve 2018/1444 Esas – 2019/1104 Karar sayılı hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık ... müdafiinin; cezaların son derece ağır olup, haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğine, sanığın eylemlerinde kasten hareket ettiğinin kabulünün hatalı olduğuna, eylemlerinin taksirle, en kötü ihtimalle bilinçli taksirle işlendiğinin kabulü gerektiğine, ceza miktarının en yukarı hadden verilmesi sebebiyle fazla olduğuna, sanık hakkında takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasının doğru olmadığına, sanık ... müdafiinin; kararın hukuka, hakkaniyete ve kanuna açıkça aykırı olduğuna, tanıkların görmüş olduğunu iddia ettiği soyut ve birbiri ile çelişen beyanlarının dışında hiç bir delilin dosyada bulunmadığına, sanığın birden fazla suç isnadı ile karşı karşıya kaldığına, sanığın dosyada isnad edilen hiç bir suçu işlemediğine, diğer sanığın eylemi birlikte yaptıklarına ilişkin maddi kanıtlarla desteklenmeyen anlatımının suç atma niteliğinde bulunduğuna, sanığın dava konusu olaya ilişkin her aşamadaki beyanlarının birbiri ile tutarlı olup atılı suçları işlemediğine, sanığın sadece olaya karışan aracı kullandığına, kurşunlanma olayının sanık ... tarafından gerçekleştirildiğine, suçların hukuki tasnifleri konusunda hata yapıldığına, şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırı davranıldığına, hükmün gerekçesinin bulunmadığına, katılan ... vekilinin; ilk derece mahkemesinin verdiği hükmün haksız ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldırıldığına, sanıkların alt sınırdan, suçun vasıf ve mahiyetinin değiştirilmesi suretiyle cezalandırılmalarının doğru bulunmadığına, etkili mesafeden hedef gözetilerek atış yaptıkları dikkate alınarak sanıkların kasten adam öldürme suçundan en üst sınırdan cezalandırılmaları gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince tebliğnamedeki düşünce gibi TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKÜMLERİN ONANMASINA, Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 304/1. maddesi gereğince İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.